27 Şubat 2014 Perşembe

BURUŞMUŞ GAZETE KAĞITLARI ÖLÜM FERMANIMIZDI.


Beyaz gövdeliydik biz.
Gazete kağıdı gibi buruşmuştu gözkapaklarımız.
Sevişme sonrası yakılan sigara dumanı gibiydi bakışlarımız..

Bu hale gelmeden önce;

İnsanlıkla tanışıyordum.
Uzun süredir neye benzediğini bilmiyordum.
Ve emin olmuştum ki,
Benim gibi birsürü beyaz gövdeli, adı 'insan' olan yapıdan bir tanesini seçip kendini tanımaya adamıştı.

Çitleri tırmandıktan sonra, mayınlı tarlaya ulaşmıştım.
Zihinler dalaştıkça, ter zerrecikleri birbirine alışıyordu.
Mecazları aşınca yolumuz kesişiyordu.
Konuşmaya yeltenince, kulak zarımı yırtıp geçiyordun aklımın odalarına.
Tanınmamak için tebdil-i kıyafet sana adanmıştı.
Beslemem gereken birşeyler vardı, duygular.
Nefret etmek için çok uğraş verildi.
Ama içerde barındırmak o kadar kolay değildi.
Ancak avuçlarımda ve bileklerimde.
Bilek kesmek seni içimden çıkarmak için doğru yol değildi.

Evlerden kovdum ikimizi.
Evlerden çıktık lanet mide ve baş ağrıylarıyla.
Göğüs kafesi ve baldır ağrısı cabası.
Her yol denenmişti.
Sıra yanlış yollardaydı.
Ya ben öldürecektim onu,
Ya o beni öpecekti.
Kararlıydım.

Öpmeyi öğrendiğim ilk gün,
Dudağının kenarını ve omzunu kullandım.
Vücudu soğuktu, beyaz gövdelilerinkinden bile soğuktu.
Öldürmek için programlandığımı hatırladım bir an.
Zaten kaçtığım üniformalı "insanlar" değilmiydi.
Bütün izlerimi yollarda bırakıp tanımak için sana gelmiştim.
O güzel başını belaya sokmak benim için zevkti sevgilim.

Kanmış ve kandırılmıştım.
İşe yaramaz bir sürü mevzu da kendimi andırmış ve kandırmıştım.
Eroinman bir delinin, öpüşken sevgilisi olmuştun birden.

Uyardım.
Yaklaşma yatağıma.
Bugün fena kurşun yağacak!
Uyardım!
Çelik şemsiyesiz adım atma.
Suç üzerine kalacak!

Şimdi bi sigara, sallanan koltuk ve bir kadın. Onca kahkahadan sonra somurtan bir kadın.
Yiyişken bir adamın, sövüşken sevgilisi olmuştum birden.

Tanıma sürecinde bana söylenen en anlamsız yalan "Kadınım"
Ben seni biliyordum.
Seni dudağının kenarında ki mermi izinden tanıdım!

İnsan için uzun olan saatleri bir hışımla bitirip,
Tanışmayı kısa tutmuştuk.
Yolun ikiye bölündüğünü görünce,
Seni omzundan bölüp dudaklarını yanıma aldım.
Tanımanın verdiği boşluğu da havayla doldurdum.
Sonra çığlık attım.
Yeniden doğmuştum.
Yeniden kendimi doğurmuştum.
Ve insan tanıdığıma pişman olmuştum.

Bir daha asla buruşmuş bir gazeteyi açıp eski haberleri okumayacaktım.
Biliyordum.

Bunları sana anlatıyorum.
Çünkü seni nasıl tanıdığımı anlaman için birşeyler yapmalıydım.
Sol lobun üstünden öpüp,
Siktirolup gidiyorum.

2 yorum: