27 Şubat 2014 Perşembe

Bu Bizim Paranoyamız Değil!


İlaçlarımı düzensiz alıyorum. Buda uykumu yolundan şaştırıyor. Uyumaya adam akıllı karar verdiğim de; Bütün duyularım terfi etmişti. Rüyalarımında deşifresi; bi çeşit holokost. Uykuya daldığım anda uykuma uyandım. çimen üzerinde sırt üstü yatıyordum ve ağaçların arasından ışıklar yüzüme vuruyordu. Buda güneşin yakamozuydu. Rüya buydu. Koluma giremediğin bir sahnenin dans pistinde, Zaman varken müzikle oynaşmayı planlıyorum. Bi anda dans pisti hastane koridoru oluveriyor. Doktorla muhabbet ediyorsun. Katran karası çaylarınızı yudumlarken; Tedavi ye yanıt vermediğimi dilinde dolandırıyor. Yanıt vermiyorum çünkü; Ben iyileşirsem Sen yok olacaksın Oysa ben zehir gibi seninle besleniyordum. Az daha beni öldürüyordun! Sevgilim! Bu rüyayı çocuklara masal anlatırcasına uydurdum ve seni. Bir varmış, bir yokmuş Bir türlü sevmiyordum. Sahi Tanrım? Benim için bişeyler düşünecek olduk diyelim. Sol elimdekileri neyle takas edersin? Hastane koridorları bi anda kayboluyor. Kendimi bizim filmimizin setinde buluyorum. Ben hep replikleri yanlış dile getiriyorum. Uyarılıyorum. Su içiyorum. Memnun oldum Sayın Yönetmen. Bundan nefret ediyorum dublör. Yüzüme yumruk attın sen. Ve ne kadar güzelsin. Yapılması gerkenler bittikten sonra kendimi yine Yerde çimen kokusuyla sevişirken buluyorum. Işık sakinleşmiş. Sanırım akşam oluyor Ve uyanma vaktim geliyor. 1 2 3 Uyanıyorum. Bu defa daha huzurlu bi yerdeyim. Dizine yatmak daha eğlenceliymiş Sevgilim. Sana dokunmam bi nevi süspansiyon. Oluşumda yağmur bulutundan hallice. Kucağına iyice yapışıyorum. Şişelerin ardından dünya olduğundan daha da aptal görünüyor. Bu bizim sorunumuz değil. Belki daha sonra mutlu olabiliriz. Bu bizim paranoyamız değil.


Fotoğraf için ve içinde poz verdiği için Coşkuncuğuma teşekkür ediyorum (:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder