11 Eylül 2011 Pazar

Asla okunmayacak, okunsa da anlaşılmayacak mektuplar -I-




En samimi ve duyulmayan merhabaların ilki.

Sürekli kitap okuyup, değişik videolar izliyorum biliyor musun?
Sürekli yazıp, ellerimi çiziyorum. Çünkü sen ellerimi çok severdin biliyorum.
Amelie Soundtrack'leri dinleyip, asla gerçekleşmeyecek hikayeler yazıyorum duyduğum her notaya.

Binalar yüksek sevgilim, kuyular derin.
İntihar etmek değil mesele, ben öldüğümden beri gündem değişti nedense.

Oralarda bir yerde birilerinin "Nasılsın?" sorusuna, "İyiyim." dediğini biliyorum.
Beni özledin bunu da biliyorum.
Çünkü ben seni çok özledim.
Çünkü sen bensin.
Seni kaybedeceğimi anladığım o çizgi de kendime duyduğum özlemi de fark ettim.
Giderayak bana yaptığın iyilik.
Ben dua ederi'z'.
Ah kocaman bebeğim.
Sigarayı azaltmaya çalışıyorum dedim ya sana, ı-ıh çoğaltıyorum.
Boğazımdaincehırıltılarvar.
Kulağımdakısıksesinvar.

"Senin için ne ifade ediyorum?" karmaşasıyla, oturduğum yerden kendime ahkam kesiyorum.
En iyi yaptığım şey kendi hasta düşüncelerimi dinlemek-
Ve bir müddet Nilgün Marmara okuyup, intiharın eşiğini süpürmek.
Avuçlarım sağır ve dilsiz doğan bir çocuğu buyur ediyor.
İçimdeki çocuğu ciddiye alıyorum ben.
Onun da sesi çıkmıyor.
Düşünsene bi?

Bir şeyler acıyor, ipin ucunu tutunca yokluğuna çıkıyor.
Hangi ara gitti bu acıtanlar?
Devam edebiliriz, kilometrelerce yürürüz.
Kaldığımız yeri ne kadar geçtik?

Sen ki; huzur.
Rahatlamaya ihtiyaç duyduğum zamanlarda yatağımdan sonra aklıma ilk gelen.
Hele uykum yoksa, yatağımdan bile güzel.
(Ve benim hiç uykum yok.)

Anlatacak şeyler biriktiriyorum sevgilim.
Bir kısmı hafızamda, çok az kaldı.
Big bang sonrası, kelime yağmuruna.
En sevdiğimdir : Eylül.

İlk sinemamızda koltuk numarası 9 olsun diye dua ediyorum.
Yakınlarda bir yerde karşıma çık.

Bir de şey..
Benim için olmasa da, sen uygun bir şeyler bulup sırf bunun için kendine iyi bak.

İyi geceler, yine görüşeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder