17 Mart 2011 Perşembe

- Olayız - Mahaliz - Bizden - Hızla - Uzaklaşın!!! Ayın Kapısını Kırmak I



Dünyadaki 21 yıl 30. gününde ki bir Kadın.

Evlat edindiği ve gökten başına yağan kar tanelerini kucaklamayı düşünürken,
Kafasına düşmelerini ve üşüşmelerini dinleyip olay mahaline doğru yürüyor.
Saat 20:00 sularında, trafik lambasının yeşile çalıp kırmızıya suç attığı anda
Oradan defalarca kez geçtiği halde, keşfedilmemiş
ve sokak köpeklerinin fazla asosyal olduğu
bir gezegende,
Göz bebeğine ispatlanmış bir gövdeye
Parmak uçların da dolanıyor.
Bu 5 dakikalık zaman dilimi şiddetin tortusu.
Ve bu Kadın
O dövüşe hazır, yumruk şeklinde ki kalbini,
Hep yanlış yerde unutuyor.

Zamanı durdurmak adına çaba harcamasına gerek kalmıyor tonlarca et yığınının.
Peygamber sözü gibi akıyor hastanelik kanı kadının.
Bir adamın eli, işinin ehli kadının beline değiyor.
Mesleğinden elini çekip, eteğine misket doldururken gelecek vadeden bir katil yapıyor kadını bu eller.

Yürümesi gerektiğini hatırlayınca aklının cebinden kelepçe anahtarlarını çıkarıyor,
Dolanan kollarını çözüp yola koyuluyorlar.
Bilmediği bir yere gidiyor.
Gözleriyle ellerini kolaçan ediyor.
Hayır iki kişi hariç;
Hiç kimse titremiyor.
Sonunda ulaştığı yerde,
Bütün mevsimlerin rahmetli olduğu bir sabah ezanında titremeye başlayacağını bilmiyor henüz.

Herşeyi unutmasının aksine, üşümeyi asla unutmuyor.
Adamın yüzüne bakıyor, bir revolver gibi görüyor.
Cümle kuramıyor aslında.
Kafasında yer etmiş bütün kelimeler;
Kadının hayatında ki partizanlık görevini üstlenip, diline taş atıyor.
Bir zehir için, keskin bir ses tonuyla teklif sunuyor.
Ve böylece bir Tanrının kellesini uçuruyor,
Devşirme peygamberlerin söylediği herşeyi yalanlıyor.
Ruhun fenafillahı ilk nefeste gerçekleşiyor.

Üşümekten zevk alındığını ay üzerinde konaklayan iki kişi de biliyor.
ve kadın olay mahaline gelmeden önce,
Ay itinayla soğutuluyor.

Bir süreliğine ayı terkettikleri vakit,
Kapı üzerlerine kapanıyor.
Ama problem teşkil etmiyor bu, her yol darba çıkıyor !
Ayın kapısı gürültülü bir şekilde kırılıyor !
Zorla içine giriliyor !
Ayın sabrının sınırları uçsuz bucaksız olduğu için,
Hemen kucağını açıyor.
Zehirli bir battaniye sunuyor ikisine.

24 saatlik zamansızlığın, karanlık prelüdü bu kadarı.
Ama hissedilen nefesin ne kadarı ?
Kelime ve harflerin tasarrufu kendiliğinden gelişiyor
güzel kokulu bir sürü çocuk sahibi oluyorlar.

Ve hastalar doktoru kaybedip ortadan kaybolduklarından beri,
Ölmesi için hasta bakıcılar tarafından dua edilen kadının alnına,
Adamın nefesiyle yeni bir kader yazılıyor..

... Film yeni başlıyor.


Bir Adam'ın "Kara Bulut"u olmak esip, gürleyip göz üstünde kaş bırakmamayı gerektirdi.

Başlık: Aytuğ Tunal

2 yorum: